Günhan UYGUR TAC'84
Sevgili TAC,
Okula geldiğimde benim için 2 bağlantı vardı: Abim TACIHAN UYGUR '80 ve AYDIN TEKAY '78.
Aydın Abi gitti ne olduğunu bile anlamadım. Ama Tacıhan Abimle 4 yıl beraberdik. Tabii, “abi” belli bir statü sağlamakla beraber koruma ya da kayırma sağlamıyor. Ama “Tacıhan'ın kardeşi” diye anılmak fena da değildi.
Param bittiği anda abime gidebilmek çok özel bir şeydi benim için...
Sonra herkesle bir olduk; iyi günler oldu, sıkıldık, üzüldük, göğsümüzün kabardığı maçlar, camların kırıldığı karşılaşmalar, ergenlik, kavga, ilk aşk kıpırdanmaları, 7 koca yıl...
50 yılın %15’i.....
Bence en önemli 7 yıl....
İyi ki babam bizi orada okutmuş... Sağ olasın her gün özlediğim babam!..
Bugün 4 Mart... Bu yazıyı yazıyorum. Babamın doğum günü ve 25 yıldır babam olmadan kutluyorum....
Hey oradakiler, okuldakiler, kardeşlerim!..
Kıymetini bilin o duvarların!..
Kokuların... Seslerin...
Senden önceki 130 yılın sesi, kokusu, rengi, boyası, üzüntüsü, kahkahası var o duvarlarda....
O bahçe duvarlarının arasında doğum var, ölüm var...
O duvarların arasından başarı çıktı, başarısızlık da...
Ama unutma her şartta sana sarılacak birileri var dışarıda...
O duvarların kokusunda, sesinde...
O duvarların arasından doğaya atıldığın zaman, bir kelebek gibi 24 saatin değil; bir bilge gibi 130 yılın ağırlığı olacak önünde...
Ender AYDIN TAC ‘73
1953'te Tarsus’un bir köyünde doğmuşum. Babam o zamanlarda ilkokul öğretmeni, annem ise ev kadını... 3 kardeş ile 1963 yılına kadar köyde yaşadık.
1965’te TAC'ye girdim. Önce giriş şartlarımın; köyde doğuşumun, ilkokulun ilk 3 yılını köyde okuyuşum ve ilkokulun son 2 yılını şehirde geçirerek TAC'ye girişimin bir değerlendirilmesini isterim. Burada kişisel öyküyü değil, aile öyküsünü de öne çıkarmak isterim.
Tarsus’a göç ve TAC'ye girişten sonra bir kardeşimiz daha oldu.
4 çocuklu bir ailenin özel okulda okuyan tek çocuğunun TAC damgasını taşıyan hayatının bir hikayesi...
O günün koşullarında TAC'ye girebilmemin ve okuyabilmemin, benim ve ailem için farklılığı olsa gerek.
Sonraki yıllarımda da ne olduysa TAC ile oldu.
İş hayatı. Tek çocuğumun eğitimi ve eğitim serüveni. Bunun için aldığımız farklı kararlar...
Bunlarda bence hep bir TAC etkisi vardı.
Geleneklerimi bazen eleştirisel yönleri ile de muhafaza ettim. Yeniliklere, bazı farklılıklara açık oldum.
Belki çevremi de -ailem dışı- zorladım, farklı olmaya.
Her şeyi devletten beklememeyi, kendi çapımda gerçekleştirmeye çalıştım. Çevremi de buna zorladım.
TAC'li benden küçük, yaşıt ve büyükleri hep sevdim, saygı gösterdim ve saygı gördüm.
Ülke adına da kafa yordum. Buna TAC ortamı da çok müsaitti. TAC’li ortamın entelektüelliğine saygı duydum, takdir ettim.
Şimdiki TAC öğrencilerinin ve okul idaresinin sosyal faaliyetlerini takdir ediyorum. Ben de böyle bir gelenekten geliyorum.
TAC, ülkemiz için önemli bir eğitim ve sosyal ortam imkânı.
Halen TAC'de okuyanlara ve bundan sonra okuyacaklara başarılar dilerim.
Tamer BÜYÜKYILMAZ TAC ‘82
TAC’li olmak,
Çukurova’dan bakıp dünyanın evrensel değerlerini kucaklayabilmektir. Özgürce kendi kararlarını alıp sonuçlarına katlanabilmeyi öğrenmektir. Önce birey olup sonra birlikte hareket edebilmeyi becermektir. Ve nihayet, tüm sosyal kimliklerden bağımsız, koskoca bir ailenin parçası olmaktır.
Velat KILIÇ TAC 2012
Eğitim, 4-5 seçenek arasından en doğrusunu, en hızlı şekilde bulabilmek üzerine kurulmamalıdır. Onun yerine, kişinin özgün düşüncelere sahip olabileceği ve bunları aktarabileceği, öğrendiği disiplinin binlerce yıllık geleneğini öğretmenlerin tutkuyla aktardığı ve her disiplinin pratiğe dökülmesi için gerekli olan kaynakların var olduğu bir yerde özgürce yapılmalıdır. Bu konuda TAC ve IB Programının, bana beklediğimden çok daha fazlasını sağladığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Eğitimin bir diğer önemli amacı ise bireyin karakterini şekillendirmesine yardımcı olmaktır. TAC’de, bu konuda sosyal sorumluluk projelerinden, Türkiye’nin dört bir yanından gelen yatılı öğrencilere ve dünyanın her köşesinden gelen öğretmenlere kadar her unsur, hem kültürel hem de sosyal açıdan kişinin gelişimine katkıda bulunur. Yine TAC’de öğrendim ki liderlik, bir grubu kendi amaçları için ordan buraya sürüklemek değil, o gruba hizmet etmek ve onu doğru yöne teşvik etmektir. Bu düşünce yapısını test edebileceğim öğrenci kuruluşlarını ve kulüplerini de yine TAC’de bulabildim.