x

Bu web sitesi çerezler kullanır.

Bu web sitesi kullanıcı deneyimini iyileştirmek için çerezler kullanır. Web sitemizi kullanmak suretiyle tüm çerezlere Çerez Politikamız uyarınca onay vermiş olursunuz. Çerezler hakkında daha detaylı bilgi için Çerez Politikası'nı inceleyebilirsiniz.

Dr. Canan Dağdeviren ile Söyleşi

16 Aralık, 2016/Cuma günü Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi üyeliğine seçilen ilk Türk ünvanına sahip olan başarılı bilim insanı, Fizik Profesörü Dr. Canan Dağdeviren ile bir söyleşi gerçekleştirildi.

 

Söyleşiye ev sahipliği yapan kardeş okulumuz SEV Amerikan Koleji (SAC), Youtube üzerinden bu etkinliği canlı olarak yayınladı. Biz de Tarsus Amerikan Koleji Fen bölümü öğretmenleri, 10 ve 11. sınıf ile 12 IB FM sınıfı öğrencilerimizle birlikte etkinliği takip etme fırsatı bulduk. Canan Hanım konuşmasında, öncelikle akademik hayatından, Amerika’daki eğitim ve araştırma sisteminden bahsederek Tıp ve Mühendislik arasındaki işbirlikleri ve yeni teknolojiler hakkındaki fikirlerini bizlerle paylaştı. “Pilsiz çalışan kalp çipi” projesinin detayları ve yakın gelecekteki projeleri hakkında bilgi verdi. Karşılaştığı zorluklara rağmen hedeflerine ulaşana dek yılmadan çalışan, inatçı ve inançlı kişiliği sayesinde birçok ilke imza atmayı başaran Canan Hanım, birçok öğrenciye ilham verecek nitelikte bir konuşma yaptı. Söyleşinin sonundaki soru-cevap bölümü hepimizin merakla beklediği bir kısımdı. Öğrenci ve öğretmenlerimizin de sorularını ilettiği bu bölümle sosyal medya üzerinden güzel bir toplu aksiyon oluşturulmaya çalışıldı.   

Akılda kalan birkaç soru ve cevabı da paylaşalım istedik.

12 IB FM öğrencimiz Sema Nil Yılmaz: Türkiye’de belirli bir kültürle mi büyüdünüz? Batı bilimiyle yaşadığınız kültürel ortamı bağdaştırırken nasıl gözlemler yaptınız?

Dr. Canan Dağdeviren: Her kültürden beslendiğimi ve Türkiye’nin kültürlerinin harmanlandığını düşünüyorum. Bana çok fazla yardımı oldu, farklı düşünceleri birleştirip, farklı vizyonlara tahammülü olan bir insan olmamı sağladı. Kişileri ayırt etmeksizin herkesle ortak çalışmanın önemine inandım. Batı dünyasından farklı olmadığımızı, modern dünyanın evlatları olduğumuzu düşünüyorum. Hatta birçok güzel ve özel yönümüzün olduğunu düşünüyorum. Çok fonksiyonlu olmak, hep yarını düşünmek, hedef koymak, yoktan var edebileceğine inanmak gerektiğini düşünüyorum. Çoğu zaman deneylerim ilerlemediğinde, mesela doktorada ilk üç sene hiçbir projem ilerlememişti ve çok mutsuzdum, bu beni asla yıldırmadı. Bizler hepimiz yoktan var olmuş bir milletin evlatlarıyız. Paranın az olduğu, insan gücünün çok az olduğu zamanlarda, Atatürk’ün, oradaki değerli insanların, askerlerin, vatandaşların hep birlikte kurduğu modern bir Türkiye’nin üyeleriyiz. Onlar yapabildiyse bizler de yapabiliriz; çünkü şu an çok daha fazla imkânımız var. O nedenle kültürün, Türkiye’de bulunmanın, birçok kişinin fikrini içeren harmanlanmış bu kültürün bana çok şey kazandırdığını ve analitik düşünce yeteneğimi çok daha fazla güçlendirdiğini düşünüyorum.

 

 

11 FM öğrencimiz Umut Barış Özen: Kalp pili için oluşturduğunuz yazılım bilgisini nereden öğrendiniz?

Dr. Canan Dağdeviren: Aslında çok fazla yazılım bilgisi gerekmiyor, daha çok dizayn bilgisi gerekiyor. Yazılım bilgisi için ise Amerika’da birçok yerde var olan bir sistem kullanılıyor, direk voltajın alınıp bilgisayara kaydedilmesi ve ara yüz sistemlerinin kullanılması gibi. Bu sistemleri Hacettepe’de okurken Bilkent’te yaptığım staj sırasında öğrendim. Hatta hocaların kapılarında bekleyip beni staja alabilsinler diye çok fazla soru sorduğum bir dönemdi.  

Fen Bölümü Başkanımız Handan Şahin Duran: Çok fazla soru sorduğunuzu ve farklı insanlardan ve kaynaklardan beslendiğinizi söylediniz. Peki, hangi yazılı ve görsel kaynaklardan yararlanıyorsunuz?

Dr. Canan Dağdeviren: Ben genelde biyografi okumaya bayılıyorum. Tarihte yer almış insanların başarı ve başarısızlıklarını okumayı çok seviyorum. Mesela; Ayşe Kulin’in yazdığı Türkan Saylan. Rosalind Franklin, DNA’nın keşfini yapan gizli kalmış bir kahraman, tarihte haksızlığa uğramış bilim insanlarından bir tanesi. Onun hayatını okumak bana çok şey kazandırdı. Erdal İnönü’nün kitabını okudum. Okuduğum kitaplar, bilimsel yayımlara kıyasla çok daha az sayıda tabii ama yine de biyografi okumak benim favori aktivitelerimden birisi. İnternette var olan forumları çok beğeniyorum. Çünkü kısa zamanda çok hızlı bir şekilde yanıt alabiliyorum. Bir kişiye mail attığınızda cevap alabilmeniz zaman alabiliyor. Forumlarda öyle değil. Özellikle genç arkadaşlarımın kullandığı bir platform olduğu için çok hızlı cevap alabiliyorum. Bu sadece benim alanımla ilgili platformlar değil tıp doktorlarının forumları olabiliyor. Kulüplere üye olmak da çok şey kazandırabiliyor. Ben Hacettepe’deyken Global Fizik Öğrencileri komisyonunun Türkiye temsilcisiydim. Orada da çok şey öğrenmiştim, farklı ülkelere gidip farklı arkadaşlarla tanışmıştım. Forumlar, biyografiler ve kongreler bana çok şey kazandırmıştı.  

TAC ailesi olarak SEV Amerikan Koleji öğretmenlerine bu anlamlı söyleşiyi organize ettikleri ve paylaştıkları için teşekkür ediyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Fotoğraflar