x

Bu web sitesi çerezler kullanır.

Bu web sitesi kullanıcı deneyimini iyileştirmek için çerezler kullanır. Web sitemizi kullanmak suretiyle tüm çerezlere Çerez Politikamız uyarınca onay vermiş olursunuz. Çerezler hakkında daha detaylı bilgi için Çerez Politikası'nı inceleyebilirsiniz.

 

“Yedi Kocalı Hürmüz”n Serüveni!

 

TAC Türkçe Tiyatro Kulübünün, bir dönem durağanlığın ardından 2013’te hazırlığı başlayan Deli Dumrul adlı oyunla canlanmaya başladığı söylenir. Çalışmalarımızı yöneten hocalarımız Önder Şit ve Mikail İncir eşliğinde dört yıldır şehir içi/dışı fark etmeksizin çeşitli drama eğitimlerine katıldık, sergilediğimiz oyunların kalitesinin artması ve seyirciye daha çok keyif vermek adına çalışmalarımızı derinleştirdik. Her ne kadar alanımız tiyatro olsa da doğaçlamaya kadar kendimizi geliştirip işimizi sağlama aldık. Kulübümüzün dinamiği bizi komedi oyunlarına yatkın kıldığı için yıllardır bunun üzerinde çalışıyoruz. Hocalarımız ve her sene deneyimlerini artıran üyeler olarak biz, sene başında aramıza yeni katılan kardeşlerimizle kaynaşma konusunda her türlü özveriyi gösterip çaba harcıyoruz. Birbirimizi tanıyıp bir bütün olmak kulübümüzün yapı taşlarından biri; çünkü her sene Dünya Tiyatro Günü’nde sergileyeceğimiz oyunu belirlerken kime hangi rolün oturacağını bizden başka kimsenin bilemeyeceğinin farkındayız.

Biraz gecikmeli olarak 29 Mart, 2017’de sergilediğimiz “7 Kocalı Hürmüz” oyununun serüveninden bahsetmek gerekirse; çok yaratıcı fikirlerden yola çıktığımızı belirtmek icap eder. Kulüp üyelerimizin cinsiyet oranı el verseydi, aynı oyunun “7 Karılı” şeklini sahneye uyarlamak isterdik fakat kız sayımızın yetersizliği bizi bu yoldan döndürdü. Rollere karar verme aşamasında öğretmenlerimiz Önder Şit ve Mikail İncir, haftalarca herkesin her rolü tatmasını sağladı ve kimin hamuruna hangi rol uyacaksa ortak olarak karar verdik. Filmlerde gördüğümüz versiyonlarındaki tipler ve özellikler üzerimize yapışmasın diye, orijinal olmak adına, kişisel olarak rolümüze neler katabiliriz, diye çok çalıştık. İki perdelik bir oyunun geneline çeşitli karakterleri yerleştirdik ve sıra bol bol provaya geldi. Kulüp saatimizdeki 50 dakikalık süre, iki perdelik oyunumuzun ilk perdesi için bile yetersizdi. Bu yüzden bir kulüp olarak ortak fedakârlıklarda bulunup haftada birden fazla okul sonrası çalışmasına kaldık. Zaman ilerledikçe bu da yetmedi ve hafta sonundan bir günü sahnede geçirmeyi de kararlaştırdık. Oyun yaklaştıkça heyecanımız arttı ve en heyecan verici olan kostüm ayarlama aşamasına geldik. Aylarca ham bir şekilde provasını yaptığımız oyunu sahnede oturtmuş olacaktık ve artık her prova asıl oyun gibi olacaktı. Dekorlar kostümler derken oyun haftası geldi ve biz yine yetinmeyerek kulüpçe yatakhanede kalmayı kararlaştırıp gecelere kadar sahnede koşturduk. Hareketli bir dönem geçiriyordu Türkçe Tiyatro Kulübü ve her oyunumuzla çıtayı bir kademe yukarı taşımalıydık ki daha çok gelişme kaydedilebilsin. Geçen yıl bir kısmını unutarak yirmi dakikasını yuttuğumuz oyunun ardından iki perdelik oyun riski büyük bir heyecan ve korku yaratıyordu aynı zamanda. Oyunun üzerimize yapışmış olması ve bizi yöneten hocalarımızın olmazsa olmaz azmi, istikrarlı bir çalışma süreci sundu ve oyun günü nefeslerimiz tutuldu. Koltukları dolduran hocalarımız, velilerimiz ve kardeşlerimiz gözlerimizin içine bakarak kahkahalar atmalıydı; tebrik edilmeliydik, alkış almalıydık, emeklerimize değmeliydi.

Derken; gözümüzü kapatıp açtık ve perde açılmamak üzere kapanıyordu, salonda alkış sesleri. Bizler Türkçe Tiyatro Kulübü olarak, yine baktığımız yüzlerce surata birer kahkaha yerleştirmeyi başardık ve o kahkahalardan bize gelen olumlu enerjiyle bir sahnemizi daha gerçekleştirdik. Eylül, 2017’de daha kaliteli ve daha güçlü bir ekip ile çalışmaya başlamayı hedefliyoruz ve Dünya Tiyatrolar Günü’nün hakkını veren üyelerimize ve hocalarımıza inanıyoruz.

Yazan: Selin Seçen // 11 IB TM

 


Fotoğraflar