Mekânın İzindeki Öyküler
Mekânın insan üzerine olan etkisini gözlemleme amacı güttüğümüz bu yılki ‘’Öykü Günü’’müzde, daha önce hiç bulunmadığımız bir bölge olan Adana Saat Kulesinin etrafına bir yolculuk gerçekleştirdik. Yaptığımız 5-10 dakikalık yürüyüşün ardından, ilk durağımız olan Ramazanoğlu Medresesinin içindeki sıcak ve tarih kokulu havada, uzun bir masanın çevresine oturup içtiğimiz çayların yanında yediğimiz simitlerin eşliğinde sohbetler gerçekleştirdik. Bu sohbetlerde mekân kavramı merkezde olmak üzere hayattan ve insanlardan bahsettik, birbirinden farklı düşüncelerimizi paylaşarak entelektüel sohbetin tadını çıkardık. Ardından küçük gruplar hâlinde etrafa dağıldık ve insanlarla iletişime geçmeye, gözlem yapmaya başladık; gözlemlediğimiz kişileri anlamaya çalıştık. Ebru sanatçılarından terziye, tostçu dükkânından seyyar meyve satıcısına uzanan bu geniş yelpazede, büyüklerimizden dinlediklerimiz bizi bazen eğlendirdi bazen şaşırttı bazen de hüzünlendirdi. Yaşlı bir terzinin mesleğinin yok oluşuna alışmış olduğunu, ebru sanatçılarının ise çalıştıkları daracık alandan ve ışığın yetersizliğinden yakındıklarını gördük. Genelde hissettiğimiz, insanların icra ettikleri mesleği tüm yönleriyle anlatma arzularıydı. Yaşadıkları zorluklar, maruz kaldıkları yanlış anlaşılmalar… Bu sıkıntılara rağmen hepsi güler yüzlerle bizleri karşıladılar. Tostçu, yaptığı tostu; terzi de ocağında pişen çayı ikram etti. Öğretmenimiz Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Önder Şit’in bize yol gösterdiği ve arkadaşlarımızın renklendirdiği bu zevkli etkinliği, öğle yemeğimizdeki tatlı sohbetlerle sonlandırdık.