Timsal Karabekir TAC Öğrencileriyle Buluştu
Kurtuluş Savaşı’nın baş kahramanlarından General Kâzım Karabekir Paşa’nın en küçük kızı Timsal Karabekir Yıldıran, 23 Mart, Cuma günü Tarsus Amerikan Koleji’nin (TAC) konuğu oldu.
“Cumhuriyet ve Atatürk” başlıklı konferansa; “Orası, sizin dede eviniz!” diyerek işaret ettikten sonra öğrencileri Kâzım Karabekir Müzesine davet ederek başlayan Timsal Karabekir Yıldıran, babasına ait fotoğraf ve resim arşivi eşliğinde sunum yaptı. Babası, Kâzım Karabekir’in katıldığı savaşları anılarıyla birlikte anlatarak yaşanmışlıklardan örnekler verdi. Babasıyla Mustafa Kemal Atatürk’ün dava arkadaşı ve kardeş gibi olduklarını altını çizdi. Timsal Karabekir, “Kâzım Karabekir’in son nefesine kadar Mustafa Kemal Paşamıza saygı ve sevgisini korumuştur.” dedi.
Babası Kâzım Karabekir’i henüz yedi yaşındayken kaybettiğini anlatan Timsal Karabekir, “Ben babamı çok az tanıdım. Sekiz yaşına bastığım gün doğum günümde babam vefat etti. O küçük yaşımda bile unutmadığım, anlık hatıraları vardır hâlâ. Ben, babam dendiği zaman, aslında gençlere, onların yüreklerinde olan vatan aşkını anlatmak istiyorum. Kendilerini hiçe sayıp vatan için kendilerini fedâ etmeye hazır olan insanlardı onlar. Hakikaten o ilâhî kadronun (Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Kâzım Karabekir…) hepsi, her an ateşin içindeydiler, her an vatan için ölebilirlerdi. İnanç var onlarda. Allah onları bir araya getirmişti, ilâhî kadroydu onlar. Vatan aşkı her zaman içimizi sarmalı.” Şeklinde, konuşmasına devam etti.
Öğrencilere seslenen Timsal Karabekir, “Bu vatana nasıl faydalı olacaksınız? Kendi yeteneğinizin bilincinde olacak, hayâl ve azmedeceksiniz. O zaman bu vatana faydalı olabilirsiniz. ‘Cihan yıkılsa, Türk yılmaz’ felsefesini benimseyin, zorluklar karşısında yılmayın! Vatana ve Bayrağa sahip çıkın! Bizler atalarımıza çok şey borçluyuz. O yüzden beşikten mezara kadar her Türk gencinin vatana hizmet etmesi boynunun borcudur.” ifadelerini kullandı.
Konferans, Türk Yılmaz Marşı’nın dinlenmesi ve ardından salonda bulunan herkes tarafından, hep bir ağızdan söylenmesi ile son buldu.