9. Sınıflarımız Edebiyat, Tarih ve Coğrafya Keşif Gezisi için Ege Bölgesindeydiler!
2-4 Nisan tarihlerinde, Sosyal Bilimler ve Edebiyat Bölümlerimizin disiplinler arası çalışmaları kapsamında, İzmir’e düzenlediği “Yazar-Mekân, Coğrafya ve Tarih Gezisi”ne 9. sınıf öğrencilerimizle birlikte Coğrafya Öğretmenimiz Gülden Balaban, Edebiyat Öğretmenimiz Sermin Yılmaz ve Müdür Yardımcımız Gülay Damar katıldı. Öğrenciler, derslerde öğrendiklerini yerinde görerek bilgilerini pekiştirirlerken bir yandan da arkadaşlarıyla eğlenceli zaman geçirdiler. Özellikle Atatürk’ün anılarıyla dolu olan Latife Hanım Köşkünde anlatılanları ilgiyle dinlediler.
Geziye katılan öğrencilerden birkaçının gezi ile ilgili izlenimleri:
“ 2 Nisan, Pazartesi sabahı erken saatlerde olan uçağımızdan inince, tur rehberimizle tanıştık. Tur rehberimiz, bizlere ilk olarak Efes Antik Kenti’ne gideceğimizi söyledi. Efes, İzmir’in Selçuk ilçesinde bulunan, UNESCO’nun Dünya Miras’ı olarak ilân ettiği tarihi bir bölge. Efes şehrinden içeri girdiğimiz anda tarihi eserlerin güzelliği bizleri büyüledi. Milattan önce 300 yılında kurulan bu şehrin hâlâ ayakta kalabilmesi, doğrusu bizleri çok şaşırttı. Efes şehrinde bizi en çok etkileyen diğer bir yer de Celsus Kütüphanesi oldu. Bu kütüphanenin, neredeyse, hiç zarar görmeden korunmuş olması ve mimari güzelliği bizi etkiledi. Kütüphaneyi gezdikten sonra Türkiye’nin en büyük antik tiyatrosu olan ve Efes şehrinde gladyatör dövüşlerinin yapıldığı alana doğru ilerledik. Tiyatroyu da çok beğendik. Efes şehri, bizim için çok güzel bir tecrübe oldu.”
Emre DEVETTE
“Tatilimizin ikinci günü Aydın iline bağlı olan Kuşadası’na doğru yola çıktık. Yeşillikler ve özellikle de çiçeklerle bezenmiş yollardan geçerek yaklaşık otuz dakika içerisinde Kuşadası’na vardık. Önceki günkü yoğun programdan dolayı yorgun düşmüştük fakat otobüsten indiğimizde bizi karşılayan olağanüstü güzel deniz havası bizlere her şeyi unutturmaya yetmişti. Kuşadası’nın en önemli konumlarından olan Güvercin Adası ilk durağımız oldu. Denize uzanan bir yarımada şeklinde olan bu yerin isminin Güvercin Adası olmasının sebebi, çevresinde her gün birçok kuşun geziyor olmasıymış. Rehberimizin burada anlattıklarını dinledikten sonra iki saat boyunca sürecek sahil yürüyüşüne başladık. Biraz ilerledikten sonra deniz kıyısında olan Marina’da, bir restorana gittik. Kahvelerimizi yudumlarken karşımızdaki mükemmel manzarayı uzun uzun seyretmeyi de ihmal etmedik. Burada geçirdiğimiz sürenin ardından buluşma yerine giderek servisimize bindik ve bir sonraki durağımızın yolunu tuttuk.”
Aksel KALAYCIOĞLU
“Sabah, gün ışığıyla ve deniz manzarasıyla erken saatte kalkıp kahvaltımızı yaptık. İkinci günümüzdü o gün ve Şirince’ye gidecektik. Şirince’ye vardığımızda, bizi ilk olarak kuşların cıvıltısı ve doğanın güzelliği karşıladı. Otobüsten indiğimizde, restore edilmiş muhteşem evlerin bulunduğu ve teyzelerin güzel elleriyle ördükleri taçları sattıkları sokakları gördük. Sokakta gezerken güzel restoranlardan birine oturup yöresel yiyeceklerden yedik. Bizim için kesinlikle güzel bir gezi hatta güzel bir anı oldu. Herkesin böyle bir geziye gelmesini tavsiye ediyorum.”
Abdi SÜTÇÜ